Dosya

Sendikal hareketi yeniden düşünmek

Hasan Aktaş

Sendikalar, işçi sınıfının mücadele örgütleridir.  Emekçiler, burjuva demokratik devrimi ile toprağa bağlı köle olmaktan kurtulmuş, sanayi devrimi ile de fabrikalarda ücretli emek yani “işçi” olmuştu. Ancak kapitalist düzenin işçi sınıfına sunduğu; ya fabrikalarda iş kazalarında ya da teneke barakalarda salgın hastalıklardan ölmekti.

Her canlının temel refleksi, varlığını korumaktır. İşçilerin de…

İşçiler sendikaların kendilerini ölmekten, iş kazalarından, acımasız baskılardan ve yoksulluktan koruyacak bir örgütlülük olmasını amaçladılar. Sendikaların  “sömürüyü sınırlandırma” , işçi sınıfının politik partisinin de “sömürüyü ortadan kaldırma” mücadelesi yürütmesi hedeflendi.

Sendikal Mücadelenin Fabrika Ayarları  

  • Varlık sebebi sömürüyü sınırlandırmak olan sendikaların öncelikli görev/mücadele alanı, emek sömürüsünün ortaya çıktığı yoğun çalışma, uzun çalışma saatleri ile insan sağlığına uygun olmayan çalışma ortamıdır. Hedef, işin ve iş ortamının insanileştirilmesidir.
  • Varlık sebebi sömürüyü sınırlandırmak olan sendikaların, düşük ücret, yoksulluk ve yetersiz beslenmenin ortaya çıkardığı fiziksel tükenişe karşı, enflasyon, vergiler, sosyal güvenlik, işçi sağlığı, işsizlik, sağlık, eğitim, yatırım, çevre vb. emeğe dair her konuda “sınıfın çıkarları penceresinden” politika üretmesi hedeflendi.
  • Varlık sebebi sömürüyü sınırlandırmak olan sendikaların, özgür sendikal faaliyet sürdürebilmenin iklimi, işçinin ekmeği demek olan çoğulcu ve katılımcı demokrasi ile onu var eden ilke ve kurumlara sahip çıkması amaçlandı. 

Bu temel görevlerini gereğince yerine getirmeyen binaların kapısında “sendika” yazsa da, değildir…

İlkeli, Sendikal Mücadele 

Sendikal mücadelenin yolunu, “ ilkeleri” aydınlatıyor. Sendikal ilkeler;  tarihsel mücadelenin içinde süzülüp gelen doğrulardır. Bunlar; 

  • Atılacak adımlar, ülkenin, hukukun, işyerinin ve sendikanın kendi GERÇEKLİĞİNE uygun olmalıdır.
  • Karar alma aşamasında ÜYELER SÖZ VE KARAR SAHİBİ olmalıdır
  • Sendikal mücadelede örgütsel BİRLİK sağlanmalıdır.
  • Sendikal mücadelede kararlar;  devlet, patron ve siyasi partilerden BAĞIMSIZ alınmalıdır.  

İşçi sınıfı tarihi, mücadele vermeden kazanım sağlanamayacağını gösteriyor. Aksini düşünenlere de “ bedava peynir sadece fare kapanında olur!” uyarısını yapıyor.

Sendikal hareketin görümü

Kısa bir öykü:  “Hikâyeye göre, kurbağayı kaynar bir suyun içine bırakırsanız hemen tepki vererek kendini dışarıya atar. Ancak, aynı kurbağayı 18 derecelik bir suya koyarsanız ve korkutmazsanız suyun içinde kalacaktır. Suyu alttan yavaş yavaş ısıtırken yükselen sıcaklığa kurbağa tepki vermez. Keyif almaya başlar. Yükselen sıcaklıkta kalmayı sürdüren kurbağa bir süre sonra dışarı çıkamaz hale gelir ve pişer.” 

Kırk yılı aşkın süre gelişmeyi ve değişimi anlamakta zorlanan, görmezden gelen, önlem almayan kurumların çok büyük bir bölümü artık “sendikal mücadele” kabiliyetlerini yitirmiştir. Ülkede bugün;

  • Her gün ortalama 5 işçi iş kazalarında ölüyorsa, ,
  • İşe iade kurumu 4 maaş ile amacından saptırılmışsa,
  • İş kazalarını azaltacak önlemlerin uygulanması sürekli erteleniyorsa, 
  • Üçlü danışma kurullarında işçi tarafı yok sayılarak, işler kotarılıyorsa,
  • Asgari ücret ülkenin ortalama ücret haline dönüşmüşse,
  • Emekliler sefalet içindeyse,
  • İşsizlik fonunu işsizlerden çok, patronlar kullanıyorsa,
  • Grev hakkı kullanılamaz hale gelmişse.
  • Toplum nezdinde sendikaların saygınlığı kalmamışsa,
  • 228 sendika içinden mücadele alanında görünür olan sendika sayısı, bir elin parmaklarını geçmiyorsa… KURBAĞA PİŞMİŞTİR.. 

Ne yapılabilir?

  • Anayasanın 90. Maddesine göre, “…usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir…” Öyleyse, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 87 ve 98 sayılı Sözleşmelerinin öngördüğü evrensel sendikal özgürlükler ışığında; sendikal düzenin demokratikleştirilmesi yolunda eksik olan; sendikaların birlikte, kararlı ve ısrarlı mücadelesidir. 
  1. Kabul etmeliyiz ki, sendikal hareketin değişim ve gelişmesi politik mücadele alanından asla ayrı değerlendirilemez. Ülkenin objektif koşulları işçi sınıfının politik mücadelesinin önemini daha da arttırmaktadır. Siyasal iklimin daha demokratik, daha özgürlükçü ve emekten yana dönüşmesi, hem yaşamı hem de sendikal hareketi etkileyecektir.

Bu nedenle işçi sınıfının politik mücadelesinin daha da yükseltilmesi için çaba harcamak; alnı terli olan herkesin ortak görevidir.

Comments are closed.

0 %