Spartakiyat

Rahmetli Yugoslav futbolu üzerine notlar

Kaan Kavuşan

I. 

Bugün dünya futbolunda, ülkemizde de yaygın olan bir terim aslında ilgi çekici gelmeli hepimize: Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti dağıldı dağılmasına ama ortaya çıkan yedi yeni ülkenin takımlarından hâlâ Yugoslav takımları olarak bahsediliyor. Bunda “nostaljik” bir yan olduğunu kabul etmek gerekir -gerçi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılması sonrasında, insanların sosyalizm deneylerine nostaljik düzeyde de olsa ilgi göstermesi hoştur- ama bu mevzu, tamamen “nostaljik” de değil. Dahası, nostalji en önemli kısmını da oluşturmuyor. “Yugoslav takımları” terimi, aslında hepsi aynı ortak futbol bilgi-birikimini paylaşan ve (revizyonist) “özyönetimci sosyalizm” deneyiyle yapılanan takımların kesişim kümesini ifade ederken, aynı zamanda bir ekolü, bir hafızayı temsil ediyor.

“Yugoslav futbolu” bugün eski gücünden, -en çok da ülkelerinin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz sebebiyle- çok uzak ama Avrupa’nın futbolcu fabrikası olmaya devam ediyor. Sırbistan yurtdışında oynayan oyuncu sayısında Avrupa ikincisi, Hırvatistan ise altıncı. Dinamo Zagreb çoğunluğu altyapısından, bir kısmı da ülkesindeki takımlardan topladığı oyunculardan oluşan 187 milyon euroluk satışı sadece 10 sene de yaptı. Boşnak ve Karadağlı futbolculara Avrupa’nın her liginde rastlamak mümkün.

Öte yandan, Partizan, Kızılyıldız, Dinamo Zagreb, Hajduk Split ve hatta Sarajevo altyapıları futbol uzmanlarına göre hâlâ Avrupa’nın en üst düzey altyapılarından sayılıyor. Bunu Tito Yugoslavya’sının hâlâ budanamayan bir mirası olarak görmek mümkün, hatta zarurî.

Yazının tamamına erişmek için abone olmalısınız. Tıkla, abone ol

Comments are closed.

0 %