Ekim İsmi

Haramilerin saltanatı çatırdarken…

Kapitalizm otuz yıldır Sovyetler Birliği’nin yıkılışıyla ortaya çıkan sorulara kendince çözümler üretiyor ve attığı her adımda sosyalizmi ve sosyalizmin kazanımlarını unutturmaya çalışıyor. Eşitlik, özgürlük, adalet, insanca yaşam gibi temel haklar tırpanlanırken halka ait olması gereken tüm kaynaklar sermayenin gaspına uğruyor.

Sermaye iktidarının özel bir biçimi olarak ortaya çıkan Rusya ve eski Sovyet cumhuriyetlerindeki oligark yönetimleri bu gaspların oldukça şiddetli ve akıldışı örneklerini bir süredir sergiliyorlar. Kazakistan’da işçilerin grevleriyle başlayan ve tüm ülkeyi etkisine alan eylemler bu açıdan beklenen bir sonuç gibi görünüyor.

Öte yandan bu ölçekteki eylemlerin bölgede çıkarları olan farklı özneler için bir fırsat olarak değerlendirilmesi de pekala mümkün. Gelişmeler yakın vadede daha net bir tabloyu ortaya çıkaracaktır. Herhangi bir gelişme olmadan söyleyebileceğimiz şey ise kapitalizmin elindeki tüm olanaklara ve güce rağmen sosyalizmi unutturamadığıdır.

* * *

Kazakistan’daki olayların başlangıcında sıvılaştırılmış gaza yapılan zamlar var ve benzer bir durumu, hatta çok daha beterini, biz ülkemizde yaşıyoruz. Ülke halkı yeni yıla yapılan zamlarla ve neredeyse yarı yarıya yoksullaşarak girdi. AKP iktidarının ekonomik alanda yaptığı cambazlıklar vurguncuların gözlerini ışıldatırken ülkeyi tam bir çöküşe sürüklüyor ve buna karşı burjuva muhalefetin tek yaptığı itidal çağrısında bulunmak ve seçimleri işaret etmek. Görünen o ki ne iktidardakiler ne muhalefettekiler ülkenin nasıl düze çıkacağını biliyor.

Tam da bu yüzden sosyalist bir seçeneğin güçlendirilmesine hava kadar su kadar mecbur durumdayız. Düzenin sahipleri yoksulluğun kader olduğunu vazederken, her geçen gün daha da yoksullaşan emekçilerin kaderlerini ellerine almasının zamanı geldi de geçiyor. Haramilerin saltanatının yıkıldığı günler için daha fazla örgütlenmek, mücadeleyi daha fazla büyütmek görevi hepimizin önünde duruyor.

* * *

Dergimizin bu sayısı bu karmaşık tablo içerisinde hazırlandı. Gündem bölümümüz ekonomik gelişmeleri, AKP iktidarıyla Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki yakınlaşmayı ve pandemiyi konu edinirken, Dosya bölümümüz bir önceki sayımızın devamı şeklinde ve “Ütopyadan distopyaya liberalizm” başlığıyla oluştu.

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri vefa ödülü verilen Kemal Tahir’i ve geçtiğimiz ay gösterime giren Sen, Ben, Lenin filmini değerlendiren yazıları da okuyabileceğiniz bu sayımız, Ellen Wood’un Sınıftan Kaçış’ını hatırlatarak sonlandı.

İyi okumalar…

Dostlukla…

Related Posts