Reformun gölgesinde: Sanders ve Corbyn–Sultana Hareketlerinin sınırları – I

Gündem Sayı 31 (Eylül-Ekim 2025)

Sarp Kızılkaya

Güncel konjonktürde siyasal manzarayı belirleyen en güçlü dinamiklerden biri, kapitalizmin kendini şaşırtıcı bir biçimde hala “en iyi” toplumsal düzel olarak sunmasına rağmen, neoliberalizmin yarattığı derin eşitsizlikler ile sağ-popülist hareketlerin yükselişidir. Donald Trump’ın ABD’de yeniden kitleleri seferber etmesi, Nigel Farage ve Reform UK’in İngiltere’de hızla güç kazanması, Avrupa’nın pek çok ülkesinde aşırı sağın seçim başarıları, mevcut düzenin krizini çıplak biçimde ortaya koymaktadır. Bu kriz karşısında sol, uzun süredir ilk kez ciddi mobilizasyon örnekleri üretebilme kapasitesine kavuşmuştur. ABD’de Bernie Sanders ve Alexandria Ocasio-Cortez öncülüğünde gelişen Fighting Oligarchy Tour, on binlerce kişiyi bir araya getirerek Demokrat Parti’nin sınırlarını aşan bir halk hareketine dönüştü. Birleşik Krallık’ta ise Jeremy Corbyn ve Zarah Sultana’nın yeni parti girişimi, İşçi Partisi’nin merkezileşmesine tepki duyan yüzbinlerce kişiyi kısa sürede mobilize etti. Ancak ileri sürdüğüm üzere bu sadece bir kapasitedir. Kapitalizmin içkin krizlerinin kitlelerde yarattığı memnuniyetsizliğin onları kendiliğinden hareketlere sürüklemesi tarihsel bir olgudur. Mesele bu kitlelerin yarattığı dönüşümcü kapasitesinin sol tarafından nasıl devrimci bir forma sokulacağıdır.

Bu iki örnek, kuşku yok ki, günümüz solunun yeniden görünür olmasını sağlamaları bakımından tarihsel bir önem taşımaktadır, ama neyin yapılmaması gerektiğini göstermesi açısından. Marksist bir perspektifle, biz, bu hareketlerin yalnızca önemine değil, aynı zamanda sınırlılıklarına da işaret etmek istiyoruz. Sanders ve Corbyn & Sultana hareketlerinin ortak yanı, kapitalist düzeni aşmaya değil, onun yeniden dağıtıcı mekanizmalarını güçlendirmeye yönelmeleridir. Evrensel sağlık hizmeti, kamu mülkiyeti, servet vergisi veya sosyal konut seferberliği gibi talepler radikal görünebilir; fakat üretim araçlarının toplumsallaştırılmasını hedeflemezler. Bu, onları devrimci bir kopuştan çok reformcu bir çerçeveye hapsetmektedir.

Yazının devamını okumak için ücretsiz kayıt olun

Related Posts