Nevzat Kalenderoğlu
Terazinin bir kefesinde NATO varken; terazinin dengede kalmasını istemek ve barış, adalet, hümanizm, totalitarizme karşıtlık sosuyla NATO’culuğunu gizlemek… Yeni Ülke’nin 8. sayısında ‘Liberaller defansa mı koşuyor?’ diye sormuştum. Fikri oyun kuruculuktan düşen, Kemalizm’e yanlayan, ancak onun da “Batıcı” yönünü parlatarak yine tabloyu ters yüz eden liberalizmin yeni furyaya eklemlenme arayışını irdelemeye çalışmıştım. Ukrayna-Rusya bahsinde, içinde son tutumlarını tuhaf bulduğumuz ekiplerin de olduğu pek çok siyasi irade, o NATO’lu kefedeki teraziden romantik beklentileriyle bilerek ya da tarihselci bakıştan uzaklaşarak NATO’nun yanında durmuş sayıldı. Veya NATO ve Putinli Rusya ile uzaklıklarını eşit tuttu. Suni bir “Putinci, Rusçu” durumuna düşmeme telaşesi bu hafızasız, keyfi ve sorumsuz cepheye düşmenin bir sebebiydi; diğeri de ‘yeni dönemin ruhu’nu yakalama çabası.
Yazının tamamına erişmek için abone olmalısınız. Tıkla, abone ol