AKP’nin Kültürel İktidar Arzusu

Sertaç Canbolat

Salgın dönemi için söylenecekler pek kısa tutacak ama buraya gelinceye kadar yol uzun ve bu uzun yolda yapılması gereken kimi tahlil konularını düzleştirerek geçmem kaçınılmaz… Netflix dizilerinden sosyoloji üretilmesi bir kenara bırakıldığında Uğur Mumcu’nun Rabıta kitabından tutun da 80’lerde bugün AKP’nin basın bültenine dönüşmüş gazetelerde yer alan “tarikatların kurtarılmış köyleri” başlıklı haberlere, “erkeklerle konuşuyor” diye babası ve dedesi tarafından öldürülüp kümesin altına gömülen veya 12 yaşında “kadın” sayıldığından dolayı doktora gönderilmeyen ve aynı nedenle “evlilik” adı altında tecavüze maruz bırakılan kızlara kadar Türkiye dinci gericiliğin olay örnekleriyle fazlasıyla doludur. En geniş anlamıyla “kültür” tam olarak budur. Minibüs şoförünün minibüsü kullanması, para üstünü alışından başlayarak 17 yaşındaki yeğenine (genç kız iki kere intihar girişiminde bulunmuştur) “tecavüzle suçlanan” ve DNA delilinin sabit olduğu amca mahkemeden “delillerin toplandığı, karartılamayacağı ve sanığın kaçma şüphesi bulunmadığı” gerekçesiyle salınırken akrabalar tarafından davul-zurnayla karşılanmasına, televizyonlarda bakanlıklara tarikat kotalarının uygulanmasının tartışılmasına, Devlet Tiyatroları’nın tüzel kişiliğinin sona erdirilmesine veya yayınevlerinin edebiyatçı seçmelerinde olağan yolun ünlü bir yazar tarafından yayınevi sahibine “telefon açmaya” varıncaya kadar sonu gelmez bir olaylar yığını içinde kendi niceliğini üreten siyasi hatları ve kendi siyasi hatlarını üreten nicelikleri teşhis edebildiğimiz, sınıflandırabildiğimiz alanların tek bir kelimeyle ifadesidir “kültür”. Ancak ne var ki “kültürel” bir iktidar yoktur. Kavram kime aitse o bağlamda okunması gerekir. Kendi bağlamını eklemeli, temelsiz ve saçma ise ne anlama geldiğinin sağlaması sistemin kendisi, yani somut siyasi uygulamalardır. Şimdi “kültürel iktidar” kavramının sahiplerinden örnek verelim:

Fahrettin Altun: “Siyasi hegemonyanız bitti, kültürel hegemonyanız da bitecek. Kültürel üretim alanında mafyatik bir örgütlenme var. Batıcı ideolojiden, millet düşmanlığından beslenen bir yapı bu.” Temmuz 2018.

Tayyip Erdoğan: “Biliyorsunuz siyasi olarak iktidar olmak başka bir şeydir. Sosyal ve kültürel iktidar ise başka bir şeydir. Biz 14 yıldır kesintisiz siyasi iktidarız. Ama hala sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var.” Mayıs 2017.

Yazının tamamına erişmek için abone olmalısınız. Tıkla, abone ol

Related Posts