Gündem

Ukrayna’da Adım Adım Örülen Çatışma

Erkin Öztok

Gündemin ilk sırasına oturan Rusya’nın Ukrayna’ya dönük operasyonu ve Batı’nın Rusya’ya dönük ekonomik-siyasi yaptırımları daha bir süre gündemin ilk sıralarında yer bulmaya devam edecek. 2014’ten beri duyulan savaş sesleri, emperyalizmin ve kuklası Zelenskiy iktidarının kışkırtmalarının son raddeye varmasıyla Rusya’nın açık bir operasyonuna dönüştü. Şu ana kadar yaşananlar sıcak çatışmanın Ukrayna’yla sınırlı kalacağını, fakat özellikle ekonomik ve siyasi alanda Rusya’ya dönük saldırıların bir süre daha devam edeceğini göstermekte. 

Bu yazı yazılırken Rusya’nın operasyonu daha altıncı gününde. Bu yüzden bazı değerlendirmeler, erken değerlendirme niteliği taşımaktadır. Yararlanılan bazı kaynaklar, okuma önerileri ve daha detaylı inceleme için bazı açık kaynaklara yazının sonunda ulaşabilirsiniz. Yazımızın ilk bölümünü kısa bir bugüne kadar gelen sürecin değerlendirmesi oluşturacak.

Ukrayna Krizi Nasıl Bu Noktaya Geldi

Sovyetler’in dağılmasından sonra NATO’nun Rusya’yı kuşatmak için gözünü diktiği Ukrayna uzun süre iki taraf arasında siyasi mücadelelerin merkezi oldu. 2004 yılında Sorosçu grupların öncülüğünde ‘Turuncu Devrim’ gerçekleşse de kalıcılık sağlayamadı ve 2010’da Rusya’ya yakın Yanukoviç iktidarı kuruldu. Yanukoviç iktidarı 2013’e kadar çeşitli yolsuzluk iddialarına rağmen iktidarını sürdürse de, Kasım 2013’te AB Ortaklık Anlaşması’nı imzalamayı reddetmesi, emperyalizmin Doğu Avrupa’da çıkarlarına büyük bir darbe vurdu. Hemen peşi sıra protestolar başladı. Başlarda protestolara çeşitli kesimler katılsa da Maidan’da bulunan, çoğunluğu batı Ukrayna’dan taşıma neo-nazi ve aşırı sağcı gruplar muhalefetin tamamını alandan temizledi. Maidan’da 20 Şubat 2013 tarihinde keskin nişancıların göstericilere ateş açması sonucu 21 kişi hayatını kaybetti ve olaylar kontrolden çıktı. Batı’nın desteklediği aşırı sağcı grupların pek çok yerde kontrolü sağlamasıyla 2 gün sonra Yanukoviç ülkeden kaçtı ve milliyetçi Yatsenyuk’un partisi ile neo-nazi Svoboda tarafından koalisyon hükümeti kuruldu. Bütün bunların planlı bir operasyon olduğu kısa süre sonra ortaya çıktı. 5 Mart 2013’te basına sızan Estonya Dışişleri Bakanı Urmas Paet ve AB Dış Politika Sorumlusu Catherine Ashton arasında geçen telefon görüşmesinde saldırının arkasında Yanukoviç’in olmadığı ancak yeni koalisyon hükümetinin olduğunun bilindiği ifade ediliyordu. Katliamı gerçekleştiren keskin nişancılar hiçbir zaman yakalanıp yargılanmadı hatta Gürcü keskin nişancıların olayı gerçekleştirdiğine dair iddialar batı basınında yer bile bulmadı.

Batı yanlısı iktidar içerisinde bulunan aşırı sağcı ve neo-nazi gruplar ülkede komünistlere, etnik Ruslara ve diğer bazı muhalif gruplara karşı saldırılara giriştiler. Özellikle ülkenin doğusunda ve güneyinde Rusların çoğunlukta olduğu bölgelerde faşistlerin saldırıları toplumsal gerginliğin üst seviyeye çıkmasına sebep oldu. Rusların çoğunluğu oluşturduğu Kırım’da 20 Şubat-26 Mart arası süren olaylar sonrası, Kırım komple Ukrayna’nın kontrolünden çıktı ve bölgeyi Rus birlikleri denetim altına aldı. Peşi sıra yapılan referandumla Kırım Rusya’ya katıldı. Donbass bölgesinde de Nisan ortasında başlayan çatışmalar hızla yayıldı. Fakat olayların yeni bir evreye geçmesine sebep olan kırılma noktası; 1-2 Mayıs 2014 günleri Odessa’da eylem yapan komünistlere ve işçilere neo-nazi paramiliter grupların saldırarak (çoğunluğu Azov ve Sağ Sektör üyesi taşıma güçler), saatler süren çatışmalar sonrasına sendika binasına sıkıştırdıkları eylemcilerden 46’sını yakarak vahşi bir şekilde katletmesi oldu. Kiev yönetimi ise Odessa’daki bu duruma, Gürcistan’daki Sorosçu ayaklanmanın başı olan ve bir süre iktidarda bulunduktan sonra ülkeyi terk etmek zorunda kalan Saakaşvili’yi, Ukrayna vatandaşı yapıp Odessa valisi olarak atayarak adeta dalga geçer gibi bir cevap verdi. Polis ve asker bu katliamı hemen neo-nazilerin dibinde izlemekle yetindi, faşist unsurlar yangını söndürmeye gelen itfaiyeye bile saldırarak itfaiyecileri yaraladı. Katliama katılanlar soruşturulmadığı gibi bu kişileri öven açıklamalar yapıldı. Bu katliamdan sonra olayların rengi değişti. Ülkenin sanayisinin ciddi kısmına sahip olan Donbass bölgesi Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri olarak tek taraflı bağımsızlık ilan etti. Çatışmalar özellikle bu bölgede yayıldı. Aylar süren çatışmalar sonucunda Rusya ve bazı AB ülkelerinin önderliğinde önce Normandiya Dörtlüsü görüşmeleri gerçekleşti ardından Minsk Protokolü ile çatışmalar durgunlaştı.

2015’ten bu yılın başlarına kadar devam eden süreçte zaman zaman çatışmalar yaşansa da görece sakin bir dönem yaşandı. Bu sürede Ukrayna’da neo-nazi ve aşırı sağcı gruplar siyasette, devlet içinde, özellikle de güvenlik güçlerinde gücünü artırdı. Ülkede komünist ve sosyalist partiler yasaklandı, Rus diline dönük yasaklayıcı kararlar alındı, Rusya’ya yakın partilere yaşam alanı tanınmadı. Fakat Donbass’ın kaybı ile ülke yönetiminde iyice gücünü artıran oligarkların bitmek bilmeyen yağması ülkeyi ekonomik yıkıma sürükledi. Siyasi olarak da Batı ile Ukrayna arasındaki yakınlaşma beklenen faydayı sağlamadı.

‘Komedyen Başkan Zelenskiy’ ve Rusya Nasıl Operasyona Zorlandı

Bu şartlar altında ülkenin etnik Rus nüfusu tarafından da bilinen ve sevilen Zelenskiy’in parlatılması projesi devreye sokuldu. Amerikanvari bir şekilde “Halkın Hizmetkârı” programıyla prime time saatinde reytingleri toplayan Zelenskiy yavaş yavaş siyasete adım attı. O sırada programıyla aynı isme sahip parti kurulmuştu bile. Ülkede Azov Taburu gibi pek çok neo-nazi silahlı örgütün de destekçisi olan Yahudi asıllı Ukraynalı oligark Ihor Kolomoisky tarafından finansmanı ve operasyonu yürütülen bir çalışmayla 2019 başkanlık seçimlerini ikinci turda eski başkan Petro Poroşenko’ya karşı açık ara farkla kazandı. Hemen akabinde ülkeyi genel seçimlere götürdü. Genel seçimlerde halkın siyasete güvenindeki düşüşün bir göstergesi olarak %49’da kalan katılım gerçekleşti ve Zelenskiy’in Halkın Hizmetkarları Partisi oyların %42’sini aldı. 

Zelenskiy’in bu seçim başarılarında; Rusya ve Batı arasında bir politika öne sürmesi, yolsuzlukların üstüne gideceğini ifade etmesi ve eski siyasetçilere güvensizlik etkili oldu. Zelenskiy bir süre uluslararası alanda denge politikasını sürdürür görünse de özellikle ABD’nin dış politikasında değişikliğin bir sonucu olarak hızla batı yanlısı, Rusya karşıtı bir pozisyona kaydı.

2022’nin başına gelindiğinde Zelenskiy iktidarının durumu artık ülkeyi komple ABD’nin dış politikasına teslim etmiş, NATO’ya girme heveslisi, Donbass bölgesine sürekli saldırı tehdidinde bulunan, yolsuzluklarla baş edememiş, ekonomik alanda çöküşü durduramamış bir görüntü çiziyordu. Bunların sonucu olarak Rusya’nın hepsinde taraf olduğu Budapeşte Memorandumu, ülkenin tarafsız kalacağına dair anlaşmalar, Donbass’ta savaşı durduran Minsk Protokolü ve daha birçok anlaşma/mutabakat en üst perdeden Ukrayna tarafından yok sayılan duruma gelmişti. Özellikle neo-nazi ve aşırı sağcı unsurlar ülke genelinde gücünü artırmaya devam ederken, çeşitli provokasyonlara girişmekteydi. Bunların üstüne eklenen sürekli emperyalist ülkelerden silah yığınağı, NATO’ya katılmaya dönük hazırlıklar, Donbass’a dönük tehditler Rusya’yı bu anlaşmalarla sağlanan durumun devamını sağlamak için bir operasyona zorlar duruma getirmişti. Sonuç olarak şubat ortasında Donbass’a karşı bütün cephe hattında girişilen saldırılar, üstüne Donbass’a sokulan sabotajcıların gerçekleştirdiği bombalama eylemleri bardağı taşıran son damla oldu. Rusya önce Donbass’ın bağımsızlığını tanıdı, Ukrayna tarafı bunu dikkate almayıp saldırılara devam edince ise Rusya Ukrayna’ya karşı geniş kapsamlı bir askeri operasyona girişti.

Operasyonda Son Durum

Operasyon devam ettiği ve muhtemelen dergimiz elinize ulaşana kadar operasyonda ciddi gelişmeler yaşanacağı için şimdilik kısa bir genel durum değerlendirmesi ile yetinmek yararlı olacaktır.

Öncelikle Rusya’nın askeri olarak rezil olduğu gibi değerlendirmeler ilk günler yaygın yapılsa da şu sıralarda iyice azalmış durumda. Komik denilebilecek bu değerlendirmeler eğer Batı’nın propagandası için yapılmıyorsa Ukrayna’nın askeri gücünün bilinmemesi ve 8 yıldır emperyalizmin yaptığı askeri yatırımın anlaşılamamasından kaynaklandığı kanaatindeyim. Rusya, Ukrayna gibi askeri olarak iyi durumda sayılabilecek bir ülkenin sadece birkaç gün içinde başkentinin dışına ulaşmıştır. Şu anda Rus ordusunun Kiev’i kuşatmaya dönük operasyonları devam ediyor. Diğer taraftan ülkenin etnik Rus nüfusunun çoğunluğunu oluşturduğu Doğu ve Güney kesimlerinde büyük bir alan Rus ordusunun kontrolüne geçmiş durumda. Donbass’ın hemen yanında bulunan ve neo-nazi Azov Taburları ile paralı askerlerin yığınak noktalarından olan Mariupol şehri kuşatma altına alınmış durumda. Bunların dışında Rus ordusunun operasyon yürüttüğü alan içerisinde hava üstünlüğü, cephe genelinde inisiyatifi ele geçirme gibi operasyonu başarıya ulaştıracak kritik kazanımları mevcut. Şimdiye kadar özellikle kara birlikleri tarafında çeşitli kaynaklardan görüldüğü kadarıyla Rusya ağırlıkla elindeki daha eski ekipmanı kullanmakta. Bunun da gösterdiği elit birlikler henüz tam anlamıyla devreye girmiş durumda değil. Diğer bir nokta ise Rus ordusunun sivillere karşı azami şekilde dikkatli davranıyor oluşu. Şimdiye kadar Ukrayna tarafından yüzlerle ifade edilen sivil kayıp bildirildi, sayıyı doğru kabul edersek bile bu ölçekte bir operasyon için çok az sivil kayıp yaşandığından bahsedebiliriz. Ukrayna halkının ise bu operasyonlara karşı daha çok duyarsız kaldığı gözükmekte. Çoğu yerde çatışmaların ortasında akmaya devam eden trafik, açık işyerleri bu durumu göstermekte. Rus ordusunun girdiği yerlerde gerçekleşen protestolar ise genelde cılız. Halk desteğinin düşüklüğünün bir diğer göstergesi ise Ukrayna’nın Kiev’de halkı silahlandırma şovunun elinde patlaması ve sonuç olarak parklara, sokaklara bırakılan silahların çetelerin eline geçmesiyle şehirde büyük bir asayiş sorununun ortaya çıkması oldu. Halk desteği açısından örnek olarak daha önce sosyalist veya halkçı iktidarlara karşı emperyalizmin operasyon düzenlediği yerlerde milislerin silahlandırılması örneklerine bakılabilir. Ukrayna bırakın şehir meydanında on binlerce silahlı milisle yürüyüş (veyahut gövde gösterisi) düzenlemeyi, silah dağıtılan merkezlerde doğru düzgün kalabalık bile yaratamadı, şarjörsüz görüntü verenler ile cabası. Sonuç olarak özellikle Kiev’de silahların parklara vs bırakılması sonucu kontrolsüz bir silahlanma yaşandı ve halkın birbirine saldırdığı görüntüler bolca çeşitli mecralara düştü.

Ekonomik Yaptırımlar Rusya’ya mı Karşı?

Emperyalizm ise bu operasyona karşı bütün medya gücünü kullanarak, dezenformasyonu üst seviyelere taşıyıp geniş kitleler üzerinde bir algı yaratma operasyonuna girişti. İlk günler bu algı büyük ölçüde tutsa da etkisini yitirmeye başladığını görmekteyiz. Fakat bu propagandanın bir sonucu olarak, Rusya’ya karşı büyük ekonomik yaptırımlar ve Ruslara karşı özellikle AB ülkelerinde faşizan uygulamalar hayata geçirildi. Yaptırımlar öyle bir noktaya vardı ki, Münih Orkestrası’nın şefi Rus olduğu için işten atıldı, Rusya Uluslararası Kedi Federasyonu’ndan atıldı.

Özellikle İngiltere tarafından kışkırtmalara ve yoğun propagandaya şahit olmaktayız. ABD’de yüksek perdeden propagandaya devam ediyor. Bunun sonucu olarak Rusya’ya daha yakın olan AB’nin ve özellikle başat güçleri Almanya ve Fransa’nın bu propagandaya uyumlu olarak biraz ayak direyip sonra ekonomik yaptırımlara dahil olduğunu gördük. Yoğun propaganda havasının biraz dağılmasıyla ise bu iki ülkeden Rusya’yla diyaloğun devam ettirilmesine dair açıklamalar ve Rusya ile görüşme adımları gelmeye başladı. Bunun altında ise İngiltere’nin AB’den ayrılmasından beri açıktan görülmeye başlayan emperyalist blok içindeki iki farklı akımın yönelimleri arasındaki farklılık yatmakta. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği Atlantik Blok’u olarak da adlandırabilecek blok, Biden yönetimi ile birlikte ABD dış siyasetindeki değişimin sonucu olarak Rusya ile gerginliği artırmayı tercih ediyor. Rusya ve NATO arasında ortalamacı bir politikayı savunarak iktidara getirilen Zelenski hızla NATO’nun provokasyonlarının maşası haline getirildi. Almanya ve Fransa’nın başını çektiği AB bloğu ise daha çok Rusya’yla ilişkileri artıran, ABD ve Çin arasında yükselen rekabette Rusya’nın da dahil olduğu yeni bir odak olmaya oynayan bir politika izlemekteydi. Bunun en bariz örneğini operasyon başlamadan önce koparılan yaygarada Almanya’nın Ukrayna’ya birkaç bin miğfer göndermesi örneğinde gördük. Diğer taraftan AB içinde başta Almanya olmak üzere pek çok ülke Rus gazına bağımlı durumda. Pek çok AB üyesi ülke aynı zamanda nükleer santrallerinde Rus ürünlerine muhtaç durumda. İhracatlarında Rusya önemli bir yer tutuyor. Yaptırımlarda da bunun etkisini açıkça gördük, 7 Rus bankası Swiftten atılırken gaz ticaretinde kritik rol oynayan 2 Rus bankası bu yaptırımların dışında bırakıldı. İngiltere Rusya’dan enerji ithal etmeyin diyedursun AB’nin çoğu ülkesinin yakın vadeyi geçtik, orta vadede bile Rusya’nın enerji kaynaklarına bağımlılıktan kurtulması mümkün gözükmemekte. Fakat yaptırımlar AB’nin Rusya’ya dönük ithalatına darbe vuracak cinsten. Rusya’nın AB’den ithal ettiği ürünlerin neredeyse tamamını Çin gibi ortaklarından rahatça tedarik edeceğini de unutmamak gerek.

İşin daha detayına inersek uzun yıllardır Rusya 400-450 milyar dolar değerinde ihracat rakamlarına sahip. Bunun çoğunu petrol, doğalgaz, çeşitli madenler ile yarı-mamul ürünler oluşturmakta. Mamul ve nitelikli ürünler ise ihracatının ortalama %20’sini oluşturmakta. En çok ihracat yaptığı ülkeler ise ihracatının yarıya yakını gerçekleştirdiği AB ülkeleri. Rusya’nın ithalatı son yıllarda 200-250 milyar dolar civarında. İthalatın da yarıya yakınının AB ülkelerinden olduğunu görmekteyiz. Fakat ithalatta ihracattan farklı olarak mamul ve yüksek teknoloji ürünlerin önemli yer tuttuğunu görmekteyiz. Bunların çok büyük kısmının Çin gibi ortaklarından çok rahat şekilde tedarik edilebileceğini söyleyebiliriz. Bu yaptırımlarda Rusya’yı zorlayacak nokta sivil havacılık ekipmanları olacak. Bunu ise öncelikle daha önce benzer yaptırımlara uğrayan ülkelerin yöntemleriyle aşacağını orta vadede ise eğer başarabilirse kendi havacılık endüstrisini tekrar ayağa kaldırarak savuşturabileceğini söyleyebiliriz. Hizmetlerde ise çoğunluğu turizmden olmak üzere 30 milyar dolarlık bir açık söz konusu. Sonuç olarak Rusya 150-200 milyar dolar civarında bir cari fazla vermekteydi. Bunda ciddi bir değişiklik olmayacağı hatta hizmetlerden oluşan açığın azalacağını, fakat AB’nin Rusya’nın ithalatından aldığı payın düşeceği söylenebilir. Üstte bahsettiğim durumun sonucu olarak; mevcut yaptırımların Rusya’ya kısa vadede panik ve çeşitli zorluklarla etkisinin olacağı fakat ciddi bir etki yaratmayacağı fakat orta vadede ise AB’ye daha büyük etkisinin olacağından bahsedebiliriz. Çin’in ekonomik olarak bu durumdan kazanç sağlayacağını, Rusya’nın ise daha çok yerli sistemlerle Çin menşeili sistemleri kullanmaya başlayacağı ortada. Bu durumda bu yaptırımların Rusya’ya mı yoksa AB’nin bahsettiğimiz politikasına mı olduğu tartışma konusu. Ya da AB’nin orta vadede bu yaptırımları devam ettirmesinin üstte anlattığımız tablonun bir sonucu olarak pek mümkün olmadığından bahsedebiliriz. Operasyon bittikten bir süre sonra yüksek ihtimalle AB’nin yaptırımları kademe kademe kaldıracağı, emperyalist blok içinde ABD/İngiltere ikilisi ile AB’nin arasında bu yönelim farkı yüzünden yeni gerilimlerin olası olduğu görülmektedir.

Yazının başında bahsettiğim bu konuda kaynak, okuma önerileri ve Odessa Katliamı ile ilgili videoyu aşağıda bulabilirsiniz.

Okuma ve izleme önerileri:

https://gazetemanifesto.com/2020/mercek-ukrayna-cozume-mi-kaosa-mi-gidiyor-401291/

https://gazetemanifesto.com/2022/pusula-ukrayna-sorunu-nedir-482608/
https://gazetemanifesto.com/2017/rusya-emperyalist-degil-mi-114327/
https://www.yeniulke.com.tr/2021/ukraynada-raks-2682/

https://www.yeniulke.com.tr/2022/ukraynada-raks-ii-4220/

Odessa Katliamı Üzerine Video
Roses Have Thorns (Part 6) The Odessa Massacre https://www.youtube.com/watch?v=QxcB0PI4ZLg

Zelenskiy Üzerine
https://www.evrensel.net/haber/376913/ukrayna-baskanlik-secimleri-bir-oligark-gitti-digeri-geldi

https://www.theguardian.com/news/2021/oct/03/revealed-anti-oligarch-ukrainian-president-offshore-connections-volodymyr-zelenskiy

Ihor Kolomoisky ve NeoNazi Oluşumlar Üzerine
https://www.newsweek.com/evidence-war-crimes-committed-ukrainian-nationalist-volunteers-grows-269604

https://www.aljazeera.com/news/2022/3/1/who-are-the-azov-regiment

Rus Ekonomisine Dair:

https://ticaret.gov.tr/data/5bcc5d4813b876034cfece26/RF_Ulke_Raporu-2021.pdf https://oec.world/en/profile/country/rus

Comments are closed.

0 %