Gündem

ABD Yunanistan’a gelmiş. Hedef Türkiye mi?

Behiç Oktay

Geçtiğimiz haftalarda ABD’nin başta Batı Trakya olmak üzere Yunanistan’ın geneline askeri yığınak yapmaya başlamasıyla bir anda dikkatler Yunanistan’a çevrildi. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise Türkiye sınırına yaklaşık 40 km uzaklıkta bulunan Dedeağaç’taki üsse yapılan asker ve tank sevkiyatı oldu. Bu durum büyük bir dikkatle izlendi ve izlenmeye devam ediyor.

Bu konunun bu kadar dikkat çekmesinin birkaç nedeni var. Bu nedenlerden ilki, Türkiye ile Yunanistan arasında hali hazırda devam etmekte olan gerilimdir. Türkiye ile Yunanistan, Ege ve Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı tartışmaları nedeniyle son dönemde diplomatik ve askeri olarak sık sık karşı karşıya geliyor. İki ülkenin iki sağcı iktidarı, kendi ülkelerinde milliyetçiliği körükleyerek meşruiyet sağlama çabaları üzerinden siyaset yapmayı sürdürüyor.

Dikkat çeken ikinci neden, Türkiye ile Yunanistan arasındaki Ege ve Doğu Akdeniz tansiyonu henüz düşmemişken, ABD tarafından gelen bir hamle oldu. Türkiye sınırına 40 km mesafede bulunan Dedeağaç da dâhil olmak üzere, Yunanistan’da bulunan çeşitli askeri üslerde ABD askerlerinin konuşlanmaya başlaması, televizyonlarımızı neredeyse her akşam süsleyen dünün emekli askerleri, bugünün stratejistleri ellerine değneklerini alıp, Yunanistan haritaları önünde “Yunanistan ve ABD Türkiye’ye mi saldıracak”, “Yunanistan’a Edirne’den mi girmeliyiz, adalar üzerinden mi ilerlemeliyiz” şeklinde naralar atmaya başlamalarına neden oldu.

Televizyonlardaki milliyetçi ve yeni Osmanlıcı hülyaları bir tarafa bırakırsak, ABD’nin Yunanistan’a yerleşmeye başlaması dikkatle takip edilmesi gereken bir meseledir. ABD’nin Yunanistan’a askeri yığınak yapmasının kâğıt üstündeki nedeni, Mayıs-Ağustos aylarında Orta ve Doğu Avrupa’yı kapsayacak olan ve Avrupa’yı Rusya’ya karşı korumak için yapılacak olan Defender Europe 2021 tatbikatına yönelik hazırlıklardır. Defender Europe 2021 tatbikatı Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Estonya, Almanya, Macaristan, Kosova, Karadağ, Makedonya, Polonya, Romanya, Slovenya ve bu yıl ilk kez Yunanistan’ın katılımı ile gerçekleşecek. ABD bu yılki tatbikata Yunanistan’ı da dahil ederek hem Rusya’ya karşı çektiği savunma hattını Baltık Denizi’nden Akdeniz’e kadar indirmiş, hem de Yunanistan’daki askeri varlığını kalıcı olarak artırmış olacak.

ABD’nin Yunanistan’daki askeri varlığının artması ve kalıcılaşması için 1990 yılında imzalanan karşılıklı savunma iş birliği anlaşmasında birtakım güncellemeler de yapılıyor. Yunanistan’ı Akdeniz ve Balkanlar’daki operasyonları için üs haline getirmek isteyen ABD, Yunanistan’a yeni talepler sunarak ve üs sayısını artırma talebinde bulundu. Ayrıca üslerin kullanımı için ABD ile Yunanistan arasında her yıl güncellenmesi gereken anlaşma ABD tarafından gelen talep doğrultusunda bundan sonra beş yılda bir güncellenecek.

ABD, geçtiğimiz aylardan itibaren Mayıs ayında başlayacak olan Defender Europe 21 tatbikatı için Yunanistan’a asker konuşlandırmaya başladı. 1800 zırhlı araç ve 20 bini aşkın askeri personel, Dedeağaç üzerinden tatbikatın yapılacağı diğer ülkelere konuşlandırılacak. Peki Yunanistan ABD için neden bu kadar önemli hale geldi?

Bunun birkaç nedeni var. Birincisi, Rusya’ya karşı Avrupa’da hem siyasi hem de askeri olarak en geniş cepheyi kurabilmektir. Yunanistan’ın Rusya’ya karşı yapılan tatbikata dahil edilmesi ile hem siyasi açıdan hem de Baltıklardan Akdeniz’e kadar uzayacak olan cephe hattı güvence altına alınmış olacak.

İkincisi, 2008 krizinden bu yana Yunanistan ile Çin arasındaki yakınlaşmanın son yıllarda daha da iyileşmesinin ABD için gün geçtikçe daha da ciddileşen bir sorun haline gelmesidir. Çin’in Kuşak ve Yol projesi kapsamında Yunanistan’ı AB’ye, yani Schengen bölgesine giriş kapısı olarak görmesi ve Yunanistan başta olmak üzere Doğu ve Orta Avrupa ülkelerine altyapı yatırımlarını artırması, ABD için önemli bir sorun teşkil ediyor. Dolayısıyla ABD açısından Yunanistan, bir yanıyla Rusya’ya diğer yanıyla da Çin’e karşı önemli bir cephe haline gelmiş durumda.

Tüm bunların yanında henüz üzerine fazla yazılıp çizilemeyen ancak bu yazının yazıldığı günlerde yavaş da olsa AKP açısından huzursuzluk yaratan bir başka gelişme daha var. O da ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’ın veya ABD’nin yeni yönetiminden herhangi birinin AKP hükümeti ile iki aydır görünür bir temas kurmamasıdır. Biden’ın AKP’ye karşı daha önceki yıllarda pek dostane olmayan tavrı ve Erdoğan hakkında söylediği sert sözler göz önüne alındığında, AKP’nin Biden konusundaki endişesinin sürmesi muhtemel görünüyor. Diğer yandan Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemi ve Türkiye’nin F-35 programından çıkartılması da Türkiye ve ABD arasındaki önemli sorunlardan birisi olarak gündemdeki yerini koruyor. Bu tabloya bakıldığı zaman şöyle bir sonuç akla gelebilir: Türkiye Biden döneminde ABD’den uzaklaşıp Rusya’ya mı yanaşacak?

Bu sorunun cevabı çok yüksek ihtimalle hayır olacaktır. AKP, önceki başkanın “aptallık etme” uyarısını dikkate almayı sürdürecektir. Küçük bir örnek vermek gerekirse, NATO bünyesinde yer alan ve doğrudan Rusya’ya karşı oluşturulan Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti’nin (VJTF) komutası 2021 yılında Türkiye’ye verildi. TSK, 2021 yılında 4 bin 200 personel ile VJTF’nin komutasından sorumlu olacak. Bunun haricinde Türkiye’nin Ukrayna ile yakın ilişkileri ve Kırım konusundaki tutumu, Suriye’de ve Libya’da Türkiye ve Rusya’nın sıkça karşı karşıya gelmeleri gibi başlıklar gündemde iken Türkiye’nin Rusya ile ABD’yi geride bırakacak kadar yakınlaşması pek de mümkün değildir.

Görünen o ki, “Türkiye kendi çıkarlarını savunduğu için ABD Yunanistan’ı kolluyor” argümanı gerçeği yansıtmıyor. Ancak yine de Türkiye’de pek çok kişi ABD’nin Yunanistan’a yerleşmesinden oldukça rahatsız. Asıl soru şu, bu rahatsızlığı duyanların ne kadarı ABD’nin Türkiye’ye de yerleşmesinden rahatsız? Kimler ABD’nin binlerce kilometre öteden gelip hem Yunanistan’a hem Türkiye’ye yerleşmesine karşı ses çıkartıyor?

ABD’nin Yunanistan’a yerleşmesi üzerinden hedefin Türkiye olduğu hayalini görenler ve ABD’nin bu hamlesini bu noktadan eleştirenlere sormak gerekir, ABD’nin Yunanistan’daki varlığı Türkiye için tehditse, ABD’nin Türkiye’deki varlığı kimin için tehdit?

Bu soruların yanıtı oldukça açık. Milliyetçi, realist, güvenlikçi ne dersek diyelim her gün havuz medyasına çıkıp nereyi nasıl işgal edeceğimizi anlatan popüler asker emeklilerinin hayal dünyasına sıkışıp kalmış durumdayız. Bunun her zaman Ahmet Davutoğlu ile özdeşleştirilen ama bir o kadar Erdoğan’ın da politikası olan Yeni Osmanlıcı dış politika anlayışının ta kendisi olduğunu gerçeğini de görmek gerekir. Bu hayalperestlerin tezleri üzerinden iktidarından muhalefetine herkes bir hayal içinde yüzüyor.

Peki Türkiye ne yapmalı? Madem Türkiye artık bölgesel bir güç, madem Türkiye artık sözü geçen bir ülke, madem Türkiye’nin kendi askeri imkanları var, o zaman Türkiye en başta NATO’dan ayrılmalı ve önce kendisinden sonra da bölgesinden ABD’yi kovmalıdır. Eğer Türkiye kimseye muhtaç olmayan bölgesel bir güç haline geldi ise önce ABD’ye sonra Rusya’ya güvenip bunu tüm komşularına sopa sallayarak değil, bağımsız bir güç olarak gösterebilir. Eğer Türkiye çıkarlarını koruyacaksa, bunun yegâne yolu budur.

Bunu yapabilecek güç ve vizyon bugün ne iktidardadır ne de muhalefettedir.

Comments are closed.

0 %